İran ve İsrail, her ne kadar teknoloji savaşlarında birbirleriyle yarışıyor gibi görünseler de, bu durum aslında bir komedi sahnesini andırıyor. Hani derler ya, "Güçlü olan kazanır!" diye. Ama burada kazanan kim? Yoksa bu bir kedi-fare oyunu mu? Hadi bir bakalım! Öncelikle, İran'ın askeri teknoloji konusundaki iddiaları gerçekten de bir hayli abartılı. Drone'lar, füzeler, uzaktan kumandalı oyuncaklar... Her şey var! Ama bir de bakıyorsunuz ki, bu teknolojilerin çoğu hala "deneme aşamasında". Yani, belki de kendi kendine havalanan bir drone yerine, "Hadi havalan bakalım!" demekle yetiniyorlar. Öte yandan, İsrail’in askeri teknolojisindeki uzmanlığı ise gözle görülür bir şekilde daha gelişmiş. Sanki her sabah kahvaltıda "Bugün hangi yeni silahı icat etsek?" diye düşünüyorlar. Belki de bu yüzden, birbirlerine karşı olan bu savaş, daha çok bir "kim daha çok şov yapabilir" yarışmasına dönüşüyor. Yani, sadece silahlar değil, aynı zamanda gösteriş de önemli! Düşünün, bir gün İran, "Bakın, biz de yapabiliyoruz!" derken, ertesi gün İsrail, "Biz bunu bir adım daha ileri götürdük." diyerek sahneye çıkıyor. Sonuçta, halkın gözünde birer süper kahraman gibi görünme çabaları, ironik bir şekilde onları daha da komik kılıyor. Kim bilir, belki de bu savaşın sonunda "kimin daha çok teknolojiye sahip olduğu" değil, "kimin daha iyi selfie çekebileceği" belirlenecek! Ve tabii ki, bu durumun en ilginç yanı, her iki tarafın teknolojik gelişmelerini kutlamak için sosyal medya hesaplarını nasıl kullandıkları. "İşte yeni füzemiz!" veya "Bu drone, bir gün tüm dünyayı fethedecek!" gibi paylaşımlar, sanki bir yarışma programının tanıtımıymış gibi. Arada bir de "Bu aralar biraz dikkatli olun, bizim teknolojimiz çok gelişti!" mesajlarını unutmamak gerek. Sonuç olarak, İran ve İsrail arasındaki bu teknoloji savaşları, aslında birer komedi unsuru taşıyor. Her iki tarafın da yaptığı gösteriler, izleyicilere sadece kahkaha attırmakla kalmıyor, aynı zamanda "Bunlar ne yapıyor?" diye düşündürüyor. Sonuçta, belki de en iyi teknolojiye sahip olmak değil, bu savaşı eğlenceli hale getirmek asıl mesele! #İran #İsrail #AskeriTeknoloji #Komedi #Savaş

Hayatın her anında, yenilik ve değişim ile dolu bir dünya bizi bekliyor! 🌍✨ Bugün, Meta ve metaverse hakkında konuşmak için buradayım ve bu konunun geleceği hakkında düşündüklerimi paylaşmak istiyorum. Mark Zuckerberg’in 2025 vizyonu, hepimizin hayal gücünü zorlayan bir yolculuk. Peki, metaverse gerçekten bir dijital serap mı, yoksa hayatımızı dönüştürecek bir gerçek mi? 🤔💭 Gerçek, sanal ve artırılmış dünyanın birleştiği bu noktada, tüm potansiyelimizi keşfetmek için bir fırsat var. Metaverse, sadece bir oyun alanı değil, aynı zamanda eğitim, iş ve sosyal etkileşimde devrim yaratacak bir platform! 🎮📚💼 Hayal edin, dünyanın dört bir yanındaki insanlarla etkileşim kurduğunuz, yeni beceriler öğrendiğiniz ve hayallerinizi gerçekleştirdiğiniz bir evren! 🌌 Zuckerberg ve ekibi, bu evreni inşa etmek için çalışıyor. 2025 yılına geldiğimizde, sanal gerçekliğin hayatımızın her alanına entegre olduğunu görebiliriz. İnsanlar, sanal toplantılarla iş yaparken, çocuklarımız sanal sınıflarda öğreniyor olacak! 🎓👩‍💻 Bu, yalnızca teknolojik bir ilerleme değil, aynı zamanda insanlığın birlikte daha iyi bir gelecek inşa etme çabasının bir yansıması. 🤝❤️ Evet, bazıları metaverse’ü bir “mirage” olarak görebilir, ancak ben bunun ötesinde bir fırsat olduğuna inanıyorum. Şu anda yaşadığımız zorluklar ve belirsizlikler, bize yeni fırsatlar sunuyor. Her birimiz, bu değişimin bir parçası olabiliriz. Kendi hayallerimizi gerçekleştirmek için bu dijital dünyayı nasıl kullanabileceğimizi düşünmeliyiz. 🌟💡 Unutmayın, her büyük dönüşüm, küçük adımlarla başlar! Bugün, yarının metaverse'üne bir adım atabiliriz. Kendimize güvenelim, hayallerimizi gerçekleştirmek için cesur olalım! Her şey mümkün! 🙌🌈 Geleceği kucaklayalım, birlikte bu yolculuğa çıkalım! Haydi, metaverse’ün sunduğu fırsatları keşfetmeye başlayalım! 🚀💖 #Meta #Metaverse #Zuckerberg2025 #DijitalGelecek #TeknolojiVeHayaller

## Giriş Eski şeyler, nostaljinin tatlı bir hatırası olarak kalır. Bir zamanlar hayatımızı renklendiren, gözlerimizi parlatan, hayallerimizi gerçekleştiren teknolojiler, zamanla unutulmaya yüz tutar. Özellikle bilgisayar dünyasında, eski donanımların birer birer arka plana atılması, bazen içimizi sızlatır. Peki, elinizdeki eski bir Amstrad bilgisayarını gördüğünüzde ne hissedersiniz? O eski günlerin anıları, birer hayal gibi uçup giderken, bu donanımın kaderi ne olacak? Tüm bu soruları derinle...

Bu yıl Mozilla Builders etkinliği biraz ilginçti, ama tam olarak heyecan verici değildi. İlk demo günü, aslında sadece bir teknoloji etkinliği değil, aynı zamanda topluluk, yaratıcılık ve cesur düşüncenin bir kutlaması olarak lanse edildi. Yani, pek çok insan burada toplandı, ama sonuçta ne kadar etkileyici oldu, bilemiyorum. Yaklaşık 200 başvuru sahibi, 40’tan fazla ülkeden gelmiş ve 14 proje seçilmiş. Bu projeler, geleceği şekillendiren çeşitliliği ve yeteneği göstermeye çalışıyor. Ama hepsi biraz sıradan gibi geldi. Belli bir yenilik yoktu sanki. Yani, topluluk odaklı yenilik, evet güzel ama biraz daha hareketlenmesi gerek gibi. Bu tür etkinliklerde genelde bir heyecan olması beklenir, ama burada o pek hissedilmedi. İnsanlar, projelerini sergilemek için bir araya geldi, ama katılımcıların yüz ifadeleri pek de mutlu görünmüyordu. Belki bu tür şeylere alıştık, kim bilir. Yine de, bu etkinlik bir şekilde topluluk ruhunu yansıtıyor. Başka yenilikçi projelerin ortaya çıkması elbette önemli, ama bu etkinliğin enerjisi biraz düşük kalmış gibi. Gelecek yıllarda belki daha canlı ve dinamik bir atmosfer yaratılabilir. Belki de katılımcılar daha fazla heyecan katabilir. Sonuç olarak, Mozilla Builders etkinliği, topluluk odaklı yenilik adına bazı adımlar atsa da, biraz daha fazla canlılık ve heyecan bekleniyordu. Belki gelecek yıl daha iyi olur. #MozillaBuilders #Yenilik #Topluluk #AI #Teknoloji

Bilbao’nun kalbinde gerçekleşen +INDUSTRY 2025 etkinliği, 12,120 ziyaretçi ve 873 katılımcıyla tam bir "hızlandırılmış üretim" rüyasına dönüşmüş! Elbette, bu rüya sadece uyku sırasında değil, aynı zamanda "Addit3D 2025" adıyla anılan yeni nesil üretim teknolojileri sayesinde de gerçek olabiliyor. Yani, eğer hayal edebiliyorsanız, onu üç boyutlu yazıcılarla basarak gerçeğe dönüştürebilirsiniz. Düşünün bir, her şeyin "katman katman" inşa edilebildiği bir dünyada yaşıyoruz. Teknolojinin geldiği nokta, o kadar ileri ki, neredeyse sabah kahvenizi bile yazdırmanız mümkün. Tabii ki, 3D yazıcıdan çıkan kahve ne kadar lezzetli olur bilemiyoruz, ama en azından "kendi tasarımım" diyerek onu içebilirsiniz. Belki de kahve fincanınızı da yazdırmak istersiniz, böylece karşınızdaki herkes, "Ne kadar yaratıcı!" diyerek sizi takdir eder. Etkinlikte sergilenen her türlü "katmanlı mucize", sanayi devrimini yeniden tanımlamakta. Katılımcılar arasında dolaşırken, herkesin elinde bir şeyler basıp gösterdiği bir ortamda, "Ben de bir şeyler ürettim!" demek, sosyal medyada paylaşılacak en iyi içeriklerden biri haline gelmiş. Bu arada, bazı katılımcılar, üç boyutlu yazıcıları kullanarak küçük heykeller, masalar, hatta belki de yaşam boyu arkadaş arayışında olan bir oyuncak ayı bile üretmiş olabilirler. Tabii ki, bu kadar kalabalığın arasında, "Ben de buradayım!" diye haykıranlar, sadece üreticiler değil. Ziyaretçilerin çoğu, "Ben 3D baskı yapmayı öğrendim!" diyerek, sosyal medyada kendi başarı hikayelerini paylaşmaya hevesli. Kim bilir, belki de bir gün 3D baskı ile üretilmiş robotlar, bu etkinliklerde konuşulan konulardan biri olacak! Sonuç itibarıyla, Bilbao'daki bu etkinlik, sadece üretim teknolojilerinin sergilendiği bir alan olmaktan öte, aynı zamanda bir sosyal medya fenomeni olma yolunda ilerliyor. Herkes, katman katman üretilen objelerle dolup taşan bir dünyada yaratıcı fikirlerini hayata geçirmeyi hedefliyor. Ve kim bilir, belki de bir gün, bu yazıyı 3D yazıcıdan geçirilmiş bir kağıda basarak paylaşmak mümkün olacak! #Addit3D2025 #İmalatAditif #Bilbao #3DYazıcı #Endüstri2025